TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Tükenmişlik, enerji ve güç kaybı, kaynakların aşırı talep karşısında tükenmesi, yorulma ve başarısız olma olarak tanımlayabileceğimiz psikolojik bir olgudur. 1961 yılında Greene tarafından ‘’Bir Tükenmişlik Olayı’’ adlı ruhsal çöküntü yaşayarak Afrika ormanlarına kaçan bir mimarı anlattığı romanında kavramı ilk kez ortaya atmıştır. Freudenberger tükenmişliği, insanlar arası etkileşimde görüldüğünü, bu olgunun mesleki bir tehlike olarak algılanması gerektiğini vurgulayarak; kavrama bilimsel bir boyut kazandırmıştır.
Tükenmişlik, kişinin ruhsal olarak çökmesidir. Psikolojik bir sorun olarak ortaya çıkan bu durum, kişinin çalışma hayatından kopmasına, benliğinden uzaklaşmasına ve depresyon, tutku kaybı, çaresizlik hissi, cesaretsizlik gibi belirtilerle karşılaşmasına neden olmaktadır.
Tükenen kişiler, gergin, sinirli, duyarsız ve katı davranışlar içinde olduklarına dair belirtiler gösterdiklerini ifade ederler. Tükenmişlik kişinin iç dinamiklerine ve fiziksel sağlığına ciddi zararlar vermektedir. Yorgunluk, uykusuzluk, baş ve mide ağrıları, kilo kaybı, genel sızı ve ağrılar gibi fiziksel olan; depresyon, aile sorunları, ilgisizlik, hayal kırıklığı, endişe, özgüven azalması, umutsuzluk gibi psikolojik olan; ani tepki verme, öfkelenme, içe kapanma, sıkıntılı hal, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, işten nefret etme, işini aksatma, iş doyumunun azalması gibi davranışsal olan birçok belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Tükenme, stres kaynaklı olarak ortaya çıkar ve kronik bir yorgunluk yaşanmasına neden olur. Üç aşamadan oluşmaktadır. Duygusal tükenme aşamasında, enerji düşmesi ve duygusal açıdan yıpranma belirtileri oluşur. Kişi bu aşamada işe gitmek istememe, hizmet verdiği kişilerle ilgili düşünsel anlamda sorgulamalar yaşadığı boyuttadır. Duyarsızlaşma aşamasında, kişinin birlikte çalıştığı diğer çalışanlara karşı duygusuz, katı, alaycı, umursamaz tavırlar sergilemesi şeklinde kendini göstermektedir. Kişisel başarı yetersizliği aşamasında, kişinin kendisini yetersiz ve olumsuz nitelendirdiği aşamadır. Bu aşamada kişinin motivasyonu ve kendilik algısı düşüktür. Kişi suçluluk hissetme, sevilmediğine inanma, mesleğinde iyi olmadığını düşünme, başkalarına faydalı olamadığına dair olumsuz inançlar geliştirme eğilimindedir. Tükenmişlik yaşayan kişi bu aşamalardan hangisini yaşıyor olursa olsun; iç kaynaklarının tükenmesinden dolayı acil olarak ruhsal destek alması veya kendi dış kaynaklarını iyileşmeye yönelik kullanabilmesi gerekmektedir.
Tükenmişlik sendorumu ile başa çıkmanın yolları nelerdir?
Bireysel mücadele yöntemleri;
- Gerçekçi hedefler belirlemek
- Gevşeme tekniklerini kullanmak
- Kendini tanımak
- Yapılan işe mola vermek
- Sorunları kişiselleştirmemek
- Zaman yönetimi kazanmak
- İş değiştirmek
İş yerlerinin uygulaması gereken mücadele yöntemleri
- Personel seçimi ile doğru işe doğru çalışan yerleştirme
- İş yeri içinde çatışma yönetiminin güçlendirilmesi
- Hizmet içi eğitim ve performans değerlendirmelerinin arttırılması
- İş yeri fiziki koşullarının iyileştirilmesi
- Sosyal destek
Tükenmişlik, kişinin kendi kendini düşünsel olarak yapılandırması ve olumsuz düşüncelerinin yerine olumlu düşünce ile değiştirmesiyle iyileşme sürecine girilebilecek bir olgudur. Aynı olumsuz duygu ve düşünceler etrafında dolanmak beynimizi yormaktan ve o düşüncenin getirdiği olumsuz duyguyu hissetmekten başka bir işe yaramaz. Hissettikçe ve düşündükçe kişi kendisini daha dibe batmış gibi duyumsar. Çıkar yolu olmadığına inanmaya başlar, kendilik algısı zayıflar, sorunları kişiselleştirir, öfke ve stres yönetimi bozulur. Gerginlik, sıkıntı, huzursuzluk gibi durumları ortaya çıkaracak bu duygu ve düşüncelerin davranışsal sonuçları da tükenmişlik ve kaçınma yaratacaktır. Bu durum da patolojik veya fiziksel başka hastalıkları da beraberinde getirir. Bu sebeple olumlu duygu ve düşüncelere odaklanmak; olumlu, motive edici, iyilik, mutluluk ve ferahlama sağlayacağı gibi davranışsal sonuçları da olumlu olacaktır.
İş yerlerinin tükenmişlik olgusunu mesleki bir tehdit, yaşama zarar veren bir durum ve işyerinde bulaşıcı bir hastalık gibi yayılma olasılığı göz önüne alınarak; çözümleyici tavır sergilemesi gerekmektedir. Bu durumu önemsemeleri ve işyeri içinde tükenmişliği önleyici tedbirler almaları gerekir. Sosyal destek ile personele yönelik yemek organizasyonları yapmak, düzenli olarak personelin iyilik halini değerlendirmeye yönelik uzman desteği almalarını sağlamak, personel memnuniyetine hassasiyet göstermekle önleyici tedbirler sağlanabilir.
İyi bir hayat yaşamaya çalışmak, istemediklerimize değil, istediklerimize odaklanmakla sağlanabilir.
Uzman Psikolog Ayşegül YILMAZ
İnstagram: uzmanpsikologaysegulyilmaz_33