KBB uzmanından şiddetli soğuk hava uyarısı
Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Op. Dr. Nurdoğan Ata, soğuk havalarda ıslak saçların sinüzit ağrısına benzer ağrılara ve göz arkasında oluşan ağrıya neden olabileceğini belirterek, şiddetli soğuklarda biraz daha dikkatli olunması konusunda uyarılarda bulundu.
Soğuğa uzun süre maruz kalmanın vücut ısısını düşebildiğinin altını çizen Özel Medicana Hastanesi KBB Uzmanı Op. Dr. Nurdoğan Ata, “Islak elbiseler vücut ısımızın düşmesini daha da artırabilir. Vücut ısısı düşünce baş dönmesi, sersemlik hissi, halsizlik ve titreme meydana gelebilir. Tek bir kalın elbise yerine, birkaç kat gevşek, hafif, sıcak tutacak kıyafetler giyinmeliyiz. Dış giysiler sıkı dokumalı ve su geçirmez olmalıdır. Ellerimizi sıcak tutmak için eldiven takmalıyız. Soğuk havalarda ıslak saçlar sinüzit ağrısına benzer ağrı ve göz arkasında oluşan ağrıya neden olabilir. Bunun nedeni soğuk havanın burun etlerinde şişmeye ve burun mukus salgısında artmaya neden olmasıdır. Başımızı şapka giyerek soğuktan koruyabiliriz. Burun ve ağzımızı atkı ile kapatarak solunum yollarımızı soğuktan korumalıyız” diye konuştu.
“Açıkta bırakılması tehlikeli”
Özellikle kış aylarında kömürlü soba ile ısınan evlerde bacalar tıkalı ise karbonmonoksit gazı zehirlenmeleri oluşabildiğine dikkat çeken Op. Dr. Ata, “Baca bakımlarının yapılması ile her yıl onlarca zehirlenmeye yol açan, haneleri karartan bu kötü durum engellenebilir. Kömür sobasıyla ısınan evlerde yanan kömürün banyoyu ve sobanın olmadığı odaları ısıtması için mangalın ya da teneke kovaların içinde direk olarak açıkta bırakılması oldukça tehlikelidir. Bu gibi durumlarda zehirli karbonmonoksit gazı oluşarak hayatı tehdit eden zehirlenmeler görülebilir. Unutmayalım, karbonmonoksit gazının kokusu ve rengi yoktur. Bu yüzden ortamda gazın olup olmadığını bilemeyiz” şeklinde konuştu.
Kapalı ve kalabalık ortamlara dikkat
Sağlıklı uyku ve beslenmeden grip aşısı yaptırmaya ve egzersiz yapmaya kadar soğuk havalarda sağlıklı kalmak için yapabilecek birçok şeyin olduğunu ifade eden Ata, “Kış aylarında soğuğa bağlı vücut direncimizde düşme ve buna bağlı üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış görülebilmektedir. Özellikle kış aylarında kapalı ve kalabalık ortamlarda insanların daha sık vakit geçirmesiyle hastalıkların solunum ve yakın temas sonucu daha kolay bulaşabilmektedir. Grip, soğuk algınlığı, sinüzit, farenks ve bademcik enfeksiyonlarına kış aylarında daha sık rastlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Çok kolay ve hızlı bulaşıyor”
Grip ve soğuk algınlığı virüslerinin çok kolay ve hızlı bulaştığını vurgulayan Ata, “Başlıca bulaşma yolları, öksürük ve hapşırıklar ile etrafa saçılan damlacıkların hava yolu ile bulaşması, hasta kişiler ile direkt temas edilmesi ve hasta kişilerin ağız-burun akıntıları ile temas etmiş eşyalar ile bulaşmadır. Bu nedenle bu hastalıkların önlenmesinde en önemli faktörler el yıkama ve kalabalık ortamların iyi havalandırılmasıdır. Sık sık el yıkama, sağlığınızı kış aylarında korumada mutlak bir zorunluluktur. Yalnızca bağışıklık sisteminizi korumanıza yardımcı olmakla kalmaz, grip ve soğuk algınlığı geçirmenizi de önler. Hasta kişiler sık sık el yıkayarak hastalığın diğer kişilere geçmesini engelleyebilir. Ayrıca hasta kişiler hapşururken ağız ve burunlarını kapatarak virüslerin yayılmasını engelleyebilirler” dedi.
“Vücut direnci düşmemeli”
Hastalıklardan korunmada vücut direncinin düşmesinin engellemesinin çok önemli olduğunu ifade eden Op. Dr. Ata, “Yeterli uyku, taze meyve-sebze tüketmek, stresten uzak durmak, egzersiz yapmak, kış mevsimine uygun giyinmek ve yeterli su tüketmek gerekmektedir. Ayrıca grip virüsünün çok fazla tipi vardır. Grip aşısı bir önceki yılda en sık görülen virüs tiplerine göre hazırlanır. Aşı gribi tamamen engellemese de aşı olanlarda grip sayısı azalır ya da hafif geçirilir. Aşı özellikle astımlı, kronik akciğer hastalığı olanlar, diyaliz hastaları, organ nakli olan hastalar, kanser hastaları, bağışıklık sistemi düşük hastalar, 65 yaşından büyükler ve huzur evinde kalanlar için önerilmektedir. Aşı için en uygun zaman Ekim ve Kasım aylarıdır. Grip aşısı yanında pnömokok aşısınında yapılması hastalıklara yatkın kişilerde hem üst solunum yolu hem de zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarını azaltmaktadır. Pnömokok aşısı her yıl yapılmaz. Genellikle 1 kere yapıldığında 5-6 yıl koruyuculuğu vardır” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA