“Kalçadaki ağrı avasküler nekroz habercisi olabilir”
Avasküler nekrozun (kemik çürümesi) sinsi bir ağrıyla kendini gösterdiğini belirten Prof. Dr. İbrahim Azboy, “Avasküler nekroz kalçada özellikle kasık bölgesinde başlayan ve yavaş ilerleyen, zaman zaman dize vuran ağrı ile kendini gösterir. Zaman içerisinde ağrı artar, hareket kısıtlılığı gelişir. Hastalığın erken dönemlerinde kalça koruyucu cerrahiler uygulanabiliyor. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise total kalça protezleri ile hastalar, ağrısız ve hareketli bir kalça eklemine yeniden kavuşarak protezlerini 25 ila 30 yıl boyunca güvenle kullanılabiliyorlar” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Azboy, kalça avasküler nekrozu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Azboy, kalça avasküler nekrozunun femur başı olarak tabir edilen kemikteki çürüme olarak halk arasında bilindiğini belirterek, “Bu hastalık daha çok 20 ila 50 yaş arası genç erişkinlerde görülür. Avasküler nekroz dizde, ayak bileğinde, omuzda da ortaya çıkabilen avasküler nekroz daha çok kalça ekleminde görülür. Kalçada özellikle kasık bölgesinde başlayan ve yavaş ilerleyen, zaman zaman dize vuran ağrı ile kendini gösterir. Zaman içerisinde ağrı artar, hareket kısıtlılığı gelişir ve hasta yürümekte zorlanmaya başlar. Hasta hatta çoraplarını giymekte, bağcıklarını bağlamakta zorlanır, günlük fonksiyonları zaman içerisinde kısıtlanır” diye konuştu.
“Uzun süreli kortizon kullanımına dikkat”
Avasküler nekroz hastalığının oluşumunda uzun süreli kortizon kullanımına dikkat çeken Prof. Dr. Azboy, sözlerine şöyle devam etti: “Kortizon, birçok hastalığın tedavisinde kullanılan çok faydalı bir ilaçtır. Ancak bazı hastalarda uzun süreli kortizon kullanımı avasküler nekroza yol açabiliyor. Alkol kullanımı, bazı kan hastalıkları ve kalça eklem içi kırıkları bu hastalığa neden olabilir. Avasküler nekrozun tanısında erken dönemde direkt grafiler ve MR ile teşhis konuluyor. Hastalığın erken döneminde eklem içerisinde çökme ya da basamaklanma olmadıysa, hiperbarik oksijen tedavisi ve kemik yıkımını engelleyen ilaçları tercih ediyoruz. Cerrahi olarak da kor dekompresyon dediğimiz, kemikteki hasarlı bölgeyi boşaltıp o bölgeye, kemik grefti ve veya kök hücre uygulayarak kalçaya kurtarıcı bir girişim uyguluyoruz. Kor dekompresyon ve kök hücre uygulamalarında başarı oranı yüzde 60 civarındadır. Bu yöntemin başarılı olamadığı, eklemde çökme veya kireçlenme gelişen hastalarda ise total kalça protezi uyguluyoruz. Total kalça proteziyle hastalar oldukça başarılı bir şekilde ağrılarından kurtulup hareketli bir ekleme kavuşuyorlar. Kalça protezinde ise başarı oranı yüzde 90 civarındadır”.
“Kalça protezleri yaklaşık 30 yıl güvenle kullanılabilir”
Prof. Dr. İbrahim Azboy, kalça protezinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından son yüzyılın en başarılı cerrahi girişimi olarak kabul edildiğini belirterek, “İmplant teknolojide meydana gelen gelişmelerle birlikte, hastalarımız kalçalarına yerleştirdiğimiz protezleri 25 ila 35 yıl boyunca güvenle kullanabiliyor, bütün fonksiyonlarına dönebiliyor. Arzu ettikleri mesafede yürüyüş yapıp, hareketli ve sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam ediyor. Kalça protez ameliyatından hemen sonra hastaların ayağa kalkmalarına, yürümelerine, basmalarına izin veriyoruz. Hastalara kısa sürede günlük fonksiyonlarına dönebiliyor. Bir ay sonra araç kullanmalarına izin veriyoruz. Ortalama iki-üç ay içerisinde işlerine dönmelerine izin veriyoruz. Protez dört parçadan oluşmaktadır. İlerleyen yıllarda protezde aşınma olduğunda ise aşınan parçanın değiştirilmesi mümkündür” dedi.
Kalça ağrısının önemsenmesi gerektiğini ve en kısa sürede bir ortopedi uzmanına başvurulmasının önemine değinen Prof. Dr. İbrahim Azboy, erken teşhisin ve etkili tedavi yönteminin uygun yöntemlerle yapılmasının başarının anahtarı olduğunu ifade ederek sözlerini tamamladı.
Kaynak: İHA