Uzmanlar her 5 kadından 1’inde görülen ama fark edilmeyen miyomlara karşı uyardı
Halk arasında “ur” olarak bilinen, hemen hemen 4-5 kadından birinde görülebilen ve üreme yaş grubunda daha sık karşılaşılan miyom hastalığı hakkında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ömer Demirtaş önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Kadın doğum pratiğinde çok sık rastlanılan miyomların iyi huylu kitleler olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ömer Demirtaş önemli bilgilendirmelerde bulundu. Her yaş grubunda sıklıkla görülen miyomların çoğunlukla üreme yaş grubu olan 18 ile 45 yaş arasında görüldüğünü belirterek miyomların oluşma nedenlerini anlatan Doç. Dr. Demirtaş, “Miyomların aslında özel bir nedeni yok, bir hücrenin kendi başına çoğalmasından oluşuyor. Östrojen ortamında daha hızlı ürediği ve büyüdüğünü biliyoruz. O yüzden üreme çağında daha sık görülebiliyor. Menopoz döneminden sonra da bu miyomlar küçülmeye meyillidir” dedi.
“Miyomlar yerleşim yerine göre tedavi yöntemi değişir”
Miyom tanısının nasıl konulduğunu ve tedavi yöntemlerini aktaran Doç. Dr. Demirtaş, “Radyolojik tetkikler sonucunda fark ettiğimiz hastalar olsa da birçok hastada detaylı ultrason yaparken miyomları tespit ediyoruz. Miyomların çoğu şikayet yapmadığı için sıklıkla rastlantısal olarak fark edilir. Şikayet yaptığında ise en sık kanama ve ağrı ile başvurulur. Miyomlar çok büyük olursa yer kaplayan oluşum olarak gelebilirler, bulunduğu yerdeki komşu organlara baskı yapabilirler. Rahim içine yerleşirse gebe kalmayı zorlaştırabilir. Miyomlar yerleşim yerine göre tedavi yöntemi değişiyor. Miyomların bazıları büyük oluyor, bazıları da küçük olabiliyor. Bazıları rahim içine yerleşirken, bazıları rahim duvarına, bazen ise rahim dışına yerleşebiliyor. En sık karşılaştıklarımız bunlar diyebiliriz. Rahim içerisinde olanları da eğer çok büyük değilse kamera ile rahim ağzından girerek kapalı yöntemle alınabilir. Rahim duvarlarına yerleşenlerde yerleşim yerlerine göre kapalı ve açık yöntemle onlar da alınabilir. Özellikle çok büyük miyomu olanlarda şikayet olmasa bile alınmasını öneriyoruz. Hastada bir şikayet oluşturmuyorsa takiplerde çok hızlı büyümüyorsa müdahale edilmesini önermiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA