Son Dakika

Estetikte Son Trendler

ESTETİKTE SON TRENDLER

Araştırmalar, son yıllarda artan sosyal yaşam, sosyoekonomik değişimler ve geçirilen pandemi süreci de düşünüldüğünde estetik uygulama oranlarının gözle görülür bir artış gösterdiğini işaret ediyor. Özellikle ameliyat dışı estetik müdahaleler az riski olduğu ve günlük yaşantıyı aksatmadığı için daha fazla tercih ediliyor. 

Cilt yenilemede estetik trendlerin hızla değiştiğini, yeni metodlar ortaya çıkarken eski uygulamaların da farklı kullanım alanlarının keşfedildiğini söyleyen Dermotoloji uzmanı ve Verde Yaşam Enstitüsü Kurucusu Dr. Fügen Erdoğan Çekin, cildin bir organ olduğunun ve zamanla yıpranıp yaşlandığının unutulmaması gerektiğini belirtiyor.Yaptığı açıklamada uygulanacak tedaviler ve seçilecek uygulamaların  tıbbi olarak ehil eğitimli kişiler tarafından gerçekleşmesinin önemini özellikle vurgulayan Dr.Çekin, tedaviyi yapacak kişinin, doktor, bu konuda ihtisas yapmış dermatolog ya da plastik cerrah olması konusunda uyarıda bulunuyor.

Ameliyat dışı uygulamalarda en sık yapılan işlemin Botilium toksin olduğunu belirten Dr. Fügen Erdoğan Çekin, mimik kırışıklıklarına çare olan klasik toksin uygulamasının son zamanlarda strese bağlı artış gösteren diş sıkma tedavisinde de kullanılmaya başlandığını söylüyor. Dr.Fügen Erdoğan çekin şöyle devam ediyor: “Böylece diş sıkmalarına bağlı diş kırılmaları ile şiddetli çene ve baş ağrıları da engellenmiştir. Estetik toksin uygulamalarında ise, badem göz görüntüsü son zamanlarda tercih edilir olmuş ve toksin uygulamaları ile bu sağlanabilmiştir.”

Dr. Fügen Erdoğan Çekin’in açıklamasına göre, Covid-19’a bağlı salgının etkisiyle  hastanelerden uzak durma gayreti ve estetik ameliyatlarının ileri tarihlere ertelenmesi nedeni, özellikle ileri yaşlarda göz kapağı düşmelerine karşı toksin uygulamalarını gündeme taşıdı.Gülündüğünde diş etlerinin gözükmesi ile bilinen Gummy smile için de toksin uygulaması yapılmakta. Çene ovalinin belirginliğini sağlamak amacı ile Nefertiti boynu uygulaması da yine aynı şekilde gerçekleştiriliyor.

Nereye hangi dolgu yapılmalı

Dr. Fügen Erdoğan Çekin, son dönemlerin en sık yapılan ikinci uygulamasının dolgu olduğuna dikkatleri çekerek bu konuda da sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Kırışıklıkları ve çökmeleri doldurmak yerine belirli noktalara yapılan az miktarda dolgularla yüz ovali şekillendirilmektedir. Elmacık kemiklere yapılan az miktarda dolgu ile altın oran sağlanmaktadır. Ligament dolguları kavramından da son birkaç yılda bahsedilmeye ve uygulanmaya başlanmıştır.Yüzün bir bölümünü doldurarak volüm vermek yerine yapılan 5 nokta dolguları ile yüzde görülen sarkmalar tedavi edilebilmektedir.Jawline dolgular ise, çene ovalini düzeltmekte özellikle gıdısı mevcut olan kişilerde başarılı olmaktadır. Son yıllarda çenenin belirginleşmesi için yapılan dolgular oldukça popülerdir. Burun şeklini düzelten dolgular estetik burun ameliyatlarına alternatif tedavilerdir. Burun ucu kaldırma dolguları en sevilen estetik dolgulardandır. Dudak dolgularında ise yaklaşım klasik doldurma dışında French-kiss yöntemidir. Dudakların dolgu ile çevrilmesi özellikle ince dudaklarda doğallığı bozmadan dolgun dudak elde etme yöntemidir.”

Mezoterapi hem doğal hem tıbbi

“Mezoterapi doğal ama bir o kadar tıbbi bir işlemdir.” diyen Fügen Erdoğan Çekin, multivitamin kokteyllerin yararına değinerek açıklamasına şöyle devam ediyor: “Kişinin kendi kanından hazırlanan PRP, toz kollajen, ipek  kolajen ve gençlik aşıları  kullanımı tercih edilen yöntemler olmaya devam ediyor. Mezoterapi  seansları kişinin cildinin durumuna, yaşına ve uygulanan bölgeye göre değişmektedir.

Dr. Çekin ameliyat dışı yöntemlerla ilgili şu bilgileri aktarıyor:

“Son yıllarda cilt yenilemede radyofrekans yöntemi kullanılmaktaydı. Ancak istenilen derinliğe ulaşırken cilt üzerinde yanıklar oluşturabilme riski göz önünde bulundurulduğunda soğuk radyofrekans aletlerine geçildi. Zaman içinde iğneli radyofrekans yöntemi (altın iğne) geliştirildi. Bu yöntem ile farklı derinliklere ulaşarak farklı enerjiler verilebilmekte ve daha iyi sonuçlar elde edilebilmektedir.

İp uygulamaları özellikle sakmaya meyilli ve etli yüzlerde tercih ettiğimiz bir yöntemdir. Kalıcı ve geçici ipler tercih edilebilir. Geçici iplerin etkisi de ortalama 2 yıldır. İpleri germe ya da dolgunlaştırmak için kullanıyoruz. Son yıllarda Fransız askısı olarak da bilinen ip uygulamaları muayene ortamında yapılabilen günlük yaşantıyı aksatmayan ama aynı zamanda etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir.

Kollajen takviyelerine dikkat

Dr. Fügen Erdoğan Çekin açıklamasında, ağızdan alınan kollajen takviyeleri kullanımının son zamanlarda tercih edilen bir tedavi olduğunu belirterek, kollajene eklenen hyalüronik asitin cildin nem desteğini sağladığını, vitamin ve antioksidanların da antiaging desteğinde bulunduğuna dikkati çekiyor. Buna göre, cildin durumuna gore, başlama yaşına ve doza karar verilmesi gerekiyor.Özellikle premenstrual dönemde kullanılması önemli.Farklı doz içeren kollajenlerde ise, 3 aylık yoğun kullanım sonrası idame kullanımı öneriliyor.

 

Bir yanıt yazın