Prof.Dr. Pirgon: Çocukların Büyümesi Takip Edilmelidir
Her yıl 15 Nisan Büyümenin İzlenmesi Günü çerçevesinde düzenlenen etkinliklerle, bu konudaki toplumsal farkındalığı arttırmak amaçlanmaktadır.
Konuyla ilgili görüşlerini aktaran SDÜ Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. M. Özgür Pirgon, konuyla ilgili şu bilgileri aktardı;
Büyüme, bir çocuğun sağlıklı olduğunun en önemli göstergelerinden biridir. Bebeklik ve çocukluk dönemindeki büyüme takibi çocuk sağlığı programlarında yüzyıldan fazla süredir uygulanmaktadır. Bu uygulama sonucunda büyüme geriliği ve boy kısalığı tespit edilen çocuklarda birçok hastalığın erken dönemde tanı alması sağlanmıştır. Böylelikle büyüme geriliği, kötü sağlığın bir göstergesi olarak tanımlanmış ve sağlık programlarında büyüme tabloları ile takibin önemi artmıştır.
Dünyadaki her ülkede büyüme geriliği farklı nedenlerden dolayı kaynaklanmaktadır. Sosyoekonomik düzeyi daha düşük ülkelerde büyüme geriliğinin ana nedeni olarak malnutrisyon (hatalı beslenme) karşımıza çıkmaktadır. Büyüme geriliğinin klinik bulguları ve nedenleri ülkelere göre değişen sıklıkla görülmesine rağmen uluslararası toplantılarda alınan karar ve rehberler eşliğinde büyüme geriliğine benzer bir yaklaşım uygulanmaktadır.
Büyüme geriliği ile boy kısalığı tanımları karıştırılmaktadır. Büyüme geriliği ağırlığın boya göre daha düşük olması iken (boya göre ağırlık oranın düşük olması) boy kısalığı ise o ülke için belirlenmiş yaşa göre ölçülen boyun büyüme kartlarında en alttaki çizginin (yüzde-persentil) altında kalması olarak tanımlanmaktadır. Başka bir tanımlamada ise boy kısalığı; çocuğun boy uzunluğunun ait olduğu toplum için yaşa ve cinsiyete göre belirlenmiş ortalama boy uzunluğundan 2 standart sapmada veya daha altında olmasıdır. Bu durumda, boy büyüme kartlarında yaklaşık % 2.3 (persentil)’in altına karşılık gelmektedir.
Büyüme geriliğine boy kısalığı eşlik etmektedir, ancak boy kısalığında büyüme geriliği olmayabilir. Yani bir çocuk kısa olabilir iken ağırlığı yaşına göre normal standartlar içerisinde olabilmektedir. Bir çocukta büyüme geriliğinin tespiti öncelikle ailenin benzer yaştaki çocuklar ile karşılaştırması ile veya çocuğun ağırlık veya boyunun yaşıtlarına göre daha geride olmasının öğretmeni tarafından gözlemlenmesi ile fark edilmektedir.
Ancak ailelerin çoğu bu durumu bir hastalık olarak düşünmeyip biyolojik bağı olan boyu kısa bir yakınına benzetmekte ve çocuktaki büyüme geriliğinin nedenini genetik geçişe bağlamaktadır. Böyle bir durumda sağlık kuruluşuna başvurmada gecikme yaşanmaktadır.
En sık görülen boy kısalığı nedeni ailevi (genetik) ve yapısal boy kısalığıdır (diğer bilinen ismi gecikmiş ergenlik). Büyüme geriliğinde görülen en önemli sorunlardan birisi yaşıtlarından geride olan çocuğun tespit edilmesi ve tetkiklere ne zaman başlanacağıdır. Diğer sorun ise hangi tetkiklerin nasıl bir sıra ile yapılacağı tartışmasıdır. Bu yazıda, uluslararası çalışmalarda alınan kararlar eşliğinde büyüme çağında izlem ve büyüme geriliği tespit edilen bir çocuğa yaklaşım sunulmaktadır.
Normal büyüme süreci hücresel düzeyde başlar ve genetik/hormonal faktörlere yeterli beslenmenin de katkısı ile gerçekleşir. Büyümede, doğru beslenme için gerekli olan (kalori alımı, protein, kalsiyum, mineraller, vitaminler) temel ihtiyaçların yanında oksijen, hormonlar, yeterli uyku, egzersiz, psikososyal faktörler (sevgi, özgüven, benlik saygısı) rol oynamaktadır.
Doğumdan sonra hızlı bir büyümeyi takiben zamanla bu büyüme hızı düşer. İlk yılda boy 25 cm uzar iken sonraki yıllarda boy uzaması yıllık 8 ile 12 cm arasındadır.
Üç yaşından ergenliğe kadar ise her iki cinste de yılda 4 ile 7 cm arasında büyüme hızı ve yıllık 2.5 kg ağırlık artışı gözlenir. Doğumdan sonra normal bir büyüme için, uygun beslenmenin yanı sıra sağlık durumunda iyi olması gerekmektedir. Bebeğin sık enfeksiyon geçirmesi ve aldığı tedaviler büyümesini azaltabilir.
Çocuklarda anormal büyümenin tespiti çoğu zaman üç yaşından sonra anlaşılmaktadır. Büyüme bozukluğu tespitindeki en önemli gösterge büyüme hızında duraklamanın cinse özgü büyüme kartlarında gösterilmesidir. Büyüme sürecini olumlu veya olumsuz etkileyen birçok etken bulunmaktadır. Normal büyüme sürecinde görülen bir sapma endokrin veya endokrin kaynaklı olmayan birçok hastalığın ilk bulgusu olabileceği gibi yeni başlayan bir organ bozukluğunu da gösterebilir. Bu nedenle çocuk sağlığı ile ilgilenen sağlık personelinin büyüme takibi önemini bilmesi ve doğru ölçümü sağlaması önemlidir.
Büyüme takibinde en önemli göstergeler büyüme hızı, boya göre uygun ağırlık ve dismorfik fiziksel bulguların tespitidir. Bu ölçümlerin doğruluğunu sağlamak amacı ile dünyada ölçüm için standartlar belirlenmiş olup ölçüm doğruluğu onaylanmış aletler ile ölçüm yapılması gerekmektedir.
Aslında doğru ölçüm için karışık ve pahalı gereçlere gereksinim bulunmamaktadır ancak ölçüm titizlikle bu konu üzerinde eğitilmiş bir sağlık personeli tarafından gerçekleştirilmelidir. Yapılan çalışmalarda en önemli sorun, hatalı ölçüm sonrası büyüme takip eğrisinde hatalı işaretleme ile patolojik büyüme geriliği olan çocuğun Çocuk Endokrin uzmanına yönlendirilmesinde gecikmedir.
Belirli bir süre içerisinde takip edilen çocuğun büyüme kartlarının düzenli işaretlenmesi ile yıllık büyüme hızının yaşına göre yetersiz olduğunun tespit edilmesi büyüme geriliği açısında önemli bir göstergedir. Takipte sürekli büyüme gösteremeyen ve büyüme hızı düşük olan çocuklar hastalıklar açısından incelenmelidir. Bu nedenle ölçümlerin en az üç ayda bir yapılması ve boy ölçümlerinin aynı sağlık personeli tarafından doğru ölçülmesi ile boyda uzama hızının değerlendirilmesi gerekmektedir. Altı aylık ara ile yapılan ölçümler mevsimsel değişikliğe bağlı boy uzama hızı farklılığını en aza indirmektedir.
Çocuk ve aile hekimleri boy kısalığı olan bir çocuğun ailesindeki endişeyi göz önüne almalı ve büyüme hızını büyüme kartlarından takip etmelidir. İzlem esnasında anormal büyüme çizgisi olan bir çocukta patolojik boy kısalığı olduğunu düşünüp Çocuk Endokrinolojisi uzmanına yönlendirmesi önerilmektedir.
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri tarafından bilimsel gerekçelerle yazılmış “Sağlılık Gelecek” kitabı Isparta ilinde 6000 anneye ücretsiz dağıtılmıştır. Bu kitap sayesinde doğru bilgilere ulaşacak annelerimiz çocuklarını daha sağlıklı bir şekilde büyütebileceklerdir.