Altın dönemde temas eksikliği bebekte güven duygusunu zedeliyor
Üsküdar Üniversitesi Anne ve Bebek Ruh Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından çevrimiçi olarak düzenlenen 23 Nisan Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü Paneli’nde bebek, çocuk ve ergen ruh sağlığının önemine dikkat çekildi. “Altın dönem” olarak da adlandırılan 0-3 yaş arasındaki dönemde gelişimin çok hızlı ilerlediğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “En erken dönemde anne sütünü yeterli ölçüde alamamak, fiziksel temastan mahrum kalmak ve bu süreçte yaşanan olumsuzluklar ilerleyen zamanlarda birçok probleme sebep olabiliyor. Çocuklar kendilerini sakinleştiremiyor ve duygularını ifade edemiyor. Kaygı bozukluğu, stres yönetememe gibi sorunlara yol açabiliyor. Bu durumlar aynı zamanda olması beklenen güvenli bağlanma ilişkisini ve gelişimini de sekteye uğratabiliyor.
Dünya genelinde çocuk ruh sağlığı alanında çalışmalar yürüten bilim insanlarının oluşturduğu uluslararası sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek 23 Nisan’ı Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü olarak belirledi. Üsküdar Üniversitesi Anne ve Bebek Ruh Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından çevrimiçi olarak düzenlenen 23 Nisan Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü Paneli’nde bebek, çocuk ve ergen ruh sağlığının önemine dikkat çekildi.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu’nun “Çocuk Ruh Sağlığının Geleceğimizdeki Yeri” başlıklı sunumunda erken çocukluk döneminde alınması gereken önlemlere dikkat çekti.
Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, kliniğe başvuran anne ve babaların çocuklarından şikayet ederken “Biz anne babamızla böyle konuşamazdık. Çok saygısızlar. Biz hep dışardaydık onlar gibi ekran başında değildik ki. Zaten tuhaf giyiniyorlar ve tuhaf konuşuyorlar. Sorumluluklarını bilmiyorlar. Hiç ders çalışmıyorlar.’ şeklinde yakındıklarını söyledi.
Aristoteles de şikayetçiymiş…
Bugünden çok geriye gidildiğinde M. Ö. 350’de Aristoteles’in “Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıp öğretmenlerini sinirlendiriyorlar” dediğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Aradan bunca zaman geçmesine rağmen bu döngünün hiç kırılmadığını ve değişmediğini fark edebiliyoruz. Bunun nedenlerini incelemeye başladığımızda kuşak farkları hiç değişmiyor. Bizler ne kadar içinde bulunduğumuz çağa adapte olmaya çalışsak da genelde kendi annemiz ve babamızla kendi çocuğumuz arasında sıkışıp kalabiliyoruz. Kuşaklar arasında önemli teknoloji farkları ortaya çıkıyor, sürekli kendini yenileyerek hayatımıza dahil oluyor. Bireyler aileler ve toplumlar her zaman hızlı bir şekilde uyum sağlayamıyoruz.” dedi.
Pandemide başvurular iki kat arttı
Özellikle pandemi sürecinin ruh sağlığını görünür kıldığını söyleyen Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Bu dönemde ruh sağlığının önemi toplumca daha iyi bir şekilde anlaşıldı. Bu dönemde ruh sağlığı kliniklerine çok ciddi bir artış olduğunu biliyoruz. 2021 yılının Nisan ve Temmuz ayları verilerine göre 2019 yılının iki katından daha fazla bir başvuru olduğunu görüyoruz. Sadece Nisan ve Temmuz ayları arasında 200 bin genç yetişkinin ruh sağlığı alanına başvuru yaptığını görüyoruz.” dedi.
Altın dönemde temastan mahrum kalmak bebeğe zarar veriyor
Bebek, çocuk ve ergen ruh sağlığını etkileyen faktörlere de değinen Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “En erken dönemde anne sütünü yeterli ölçüde alamamak, fiziksel temastan mahrum kalmak, 0-3 yaş arasında altın dönem olarak belirlediğimiz bir süreç. Gelişim bu süreçte çok hızlı ilerliyor. Bu süreçte yaşanan olumsuzluklar ilerleyen zamanlarda birçok probleme sebep olabiliyor. Çocuklar kendilerini sakinleştiremiyor ve duygularını ifade edemiyor. Kaygı bozukluğu, stres yönetememe gibi sorunlara yol açabiliyor. Güvende olamama. Aslında en temel ve en yaşamsal gereksinimimiz. Güven duygusu sağlıklı bir şekilde oluşamadığından dolayı hem ebeveynlerine hem de dış dünyaya yönelik güven duygusu zedeleniyor” dedi.
Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, içerisinde bulunduğumuz 21. yüzyıldaki savaş, göç, çocuk işçiler, şiddet, istismar, ihmal, ebeveyn çatışmaları ve akran zorbalığı gibi sorunların da çocuk gelişimi ve ruh sağlığını çok olumsuz etkileyen gelişmeler olduğunu kaydetti.
Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuğun ruh sağlığını olumsuz etkileyecek bazı davranışlara da dikkat çekerek bunları kıyaslamak, etiketlemek, cezalandırmak ya da yalnız bırakmak, küçümsemek ya da aşırı övmek, korkutmak, tehdit etmek, sindirmek ve görmezden gelmek olarak sıraladı.