Çay bile içemiyordu, bu tedavi yöntemi ile yeniden hayat buldu
16 yıldır ‘Parkinson’ tedavisi gören ve çay bile içemez hale gelen 65 yaşındaki Metin Karataş, tedavide kullanılan ilacın doğrudan ince bağırsağa verilmesini sağlayan yöntem sayesinde yeniden hayat buldu.
Aydın’ın Çine ilçesinde yaşayan 65 yaşındaki Metin Karataş’a 50 yaşındayken iki ağabeyinde de olan ‘Parkinson’ hastalığı tanısı konuldu. Tanının konulması ile birlikte vücudunda titremeler, kasılmalar ve hareket kısıtlamaları yaşamaya başlayan Karataş, yıllardır gördüğü tedavi ve kullandığı ilaçlara rağmen çay içemez, ihtiyaçlarını gideremez hale geldi. Son çare olarak, Acıbadem Kocaeli Hastanesi’nde Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek tarafından uygulanan ‘duodopa yöntemi’ ile hayata tutunmak isteyen Karataş, tedavi altına alındı. Tedavide kullanılan ilacın doğrudan ince bağırsağa verilmesini sağlayan yöntem sayesinde yeniden hayat bulan Karataş, tedavinin tamamlanmasının ardından kahveye gidip arkadaşlarıyla çay içiyor, gündelik ihtiyaçlarını daha rahat karşılayabiliyor.
“Yürümeyi, gezmeyi özlemiştim”
Hastalığı süresince yaşadığı zorlukları anlatan Karataş, tedavi sayesinde hayatına kolaylıkla devam ettiğini belirterek, “Eskiden yürürken kafamı tutmak zorunda kalıyordum, titremesini önlemek için. Yürümeyi, gezmeyi özlemiştim. Şimdi bol bol yürüyorum, çok rahatım” diyerek yaşadığı mutluluğu dile getirdi.
“Türkiye’de yaklaşık 150 bin Parkinson hastası bulunuyor”
Parkinson hastalığı hakkında ayrıntılı bilgi veren Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, uygulanan tedavi ile hastasının hayatını eski titremesinin büyük ölçüde giderildiğini ve günlük yaşam kalitesinin artığını ifade ederek, “Pandemi dönemi hepimiz için zor olsa da bazı hastalık grupları için şartlar daha güçtü. Parkinson hastaları da bu grup içerisinde önemli bir yer oluşturuyor. Parkinson hastalığının görülme sıklığı 55 yaşın üzerindeki kişilerde yüzde 1’e ulaşıyor. İlerleyen yaşın bu hastalığa yakalanma riskini arttırıyor. Hastaların yaklaşık yüzde 5-10’u 40 yaşın altında. Bu grupta da genellikle ailesel genetik faktörler rol oynar. Bugün dünyada tahmini 10 milyon, Türkiye‘de ise yaklaşık 150 bin Parkinson hastası bulunuyor” dedi.
“Bu yöntemle ilaç, beyne daha hızlı ulaşıyor ve dopamine dönüşüyor”
Parkinson tedavisinde kullanılan ana ilaçlarının ağızdan alınmasının yetmediği durumlarda, ince bağırsağa ilaç verilmesini sağlayan bir yöntem tercih edildiğini ve ileri evre Parkinson hastalarında ince bağırsağa ince bir tüp takıldığını kaydeden Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, “Bir infüzyon pompası yardımıyla ince bağırsakta, ilacın en iyi emildiği yere, doğrudan ilaç veriliyor. Bu yöntemle ilaç, beyne daha hızlı ulaşıyor ve dopamine dönüşüyor. Böylece Parkinson hastalığının kendisi ve ilaçlara bağlı görülen yan etkiler ve sorunlar belirgin ölçüde azalıyor. Mevcut tüp kalıcı olmuyor, tedaviye uyum sağlanamazsa çıkarılıyor. Bu yöntem, diğer cihaz destekli tedavilerin uygun olmadığı Parkinson hastalarında etkili ve güvenli bir tedavi yöntemidir. İlaç verilen pompa önceden programlanabiliyor ve her hastanın ihtiyacına göre günlük ilaç dozu ayarlanıyor” diye konuştu.
“Bunama gibi şikayetlerin de Parkinson bulgusu olduğunu ifade edebiliriz”
Parkinson’u hareketlerde yavaşlama, eklem katılığı, titreme ve yürüyüş ve denge problemleri gibi temel belirtilerle kendini gösterdiğini ve her hastada bu motor belirtilere rastlanmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, “Kabızlık, ağrı, düşük tansiyon, uyku problemleri, depresyon, idrar ve cinsel işlev problemleri ile bunama gibi şikayetlerin de parkinson bulgusu olduğunu ifade edebiliriz” diye konuştu.
“Hastalığın tedavisi belirtilere, hastanın durumuna göre belirtileniyor”
İlerleyen yaşa bağlı olarak görülme sıklığı artan ve dopamin maddesini üreten beyin hücrelerinin hasarlanmasından kaynaklanan Parkinson hastalığının tedavisine yönelik gelişmelerin, özellikle ileri evre hastalar için umut olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, “Her el titremesi Parkinson değildir. Hastalığının tanısı, hekimin hasta şikayetlerini dinlemesi ve nörolojik muayenenin ardından konuyor. Parkinson ile benzer belirtiler gösteren hastalıkların dışlanması için laboratuvar tetkikleri ve beyin görüntüleme yöntemlerine de başvuruluyor. Hastalığın tedavisi ise belirtilere, hastanın durumuna göre belirtileniyor. Tedavide ise öncelikle hastalığın evresine göre uygulama yapılıyor. Hastalarda ilk yıllarda balayı dönemi dediğimiz ağızdan Parkinson ilaçlarına çok iyi yanıt vardır. Bu döneme daha çok erken evre dönemi deniliyor” şeklinde konuştu.
“Parkinson hastalarının ortalama yüzde 20’sinin ileri evre olduğu öngörülüyor”
Ortalama 5-7 yıl geçtikten sonra mevcut Parkinson tedavilerine rağmen yavaşlamalar doz sonu kötüleşmeleri, donmalar ve diskinezi denilen istemsiz hareketler ortaya çıkabildiğini belirten Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek, “Bu sorunların ve ilave olarak yürüyüş, yutma ve konuşma bozuklukları, istemsiz öne eğilme, günlük aktiviteler için yardıma muhtaç kalınması, hastalığın ileri evreye ulaştığını gösteriyor. Günümüzde Parkinson hastalarının ortalama yüzde 20’sinin ileri evre olduğu öngörülüyor” ifadelerini kullandı.
“Doktorlar bu hastalığın bizde kalıtımsal olduğunu söyledi”
Titreme, el ve kollarında kasılmalarla hastalığının başladığını belirten Metin Karataş, “Titremeler, el ve kollarımda kasılmalar başlamıştı. İlaç tedavisi verdiler ama hastalığım ilerledi. Pandemi döneminde hiç dışarı çıkamadım. Yatarak geçirdim günlerimi. Benden kısa süre önce iki ağabeyimde de Parkinson çıkmıştı. Doktorlar bu hastalığın bizde kalıtımsal olduğunu söyledi” ifadelerini kullandı.
“Hayatım 90 derece değişti”
Kullandığı ilaçlar Parkinson’un yol açtığı sorunları gidermeyince, yeni tedavi yöntemleri araştırmaya başladığını belirten Karataş, Aydın’da başvurduğu doktorların ‘duodopa’ yönteminin iyi geleceğini belirtmesi üzerine yaptıkları araştırmalar, onları Acıbadem Kocaeli Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Bekir Enes Demiryürek’e ulaştırdığını belirtti. 10 Haziran’da ameliyat olduktan sonra sağlığında çok büyük değişim yaşadığını anlatan Metin Karataş, “Hayatım 90 derece değişti. Doktorlarım bana çok iyi baktı, hepsine minnettarım” dedi.