MEME KORUYUCU CERRAHİNİN 9 ÖNEMLİ AVANTAJI
Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri her 8 kadından 1’inde görülüyor. Meme kanserine yakalanma yaşının giderek düştüğü günümüzde gelişen tedavi ve cerrahi yöntemleri ise özellikle erken tanı durumunda hayat kurtarıyor. Cerrahi alanda geliştirilen yeni yöntemlerin hastaya katkısı çok daha fazla oluyor. Yalnızca kanserli dokunun çıkarılması ile yapılan meme koruyucu cerrahi sayesinde hastalar vücut bütünlüğü bozulmadığı için hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha rahat bir iyileşme süreci geçirebiliyor. Operasyondan sonraki gün normal yaşantısına devam edebilen hastaların estetik kaygıları olmadığı için hem özgüvenleri yükseliyor hem de sosyal hayata dönüş daha çabuk oluyor. Memorial Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Ramazan Yıldız, meme kanserinde uygulanan meme koruyucu cerrahi yöntem ile ilgili bilgi verdi.
Sadece tümörün bulunduğu kısım alınıyor
Geçmişte, meme kanseri tanısı alan tüm kadınların meme dokularının tamamen alındığı ameliyatlar uygulanmaktaydı. Bu ameliyatların ardından vücut bütünlüğü bozulan kadınlar hem psikolojik hem de fiziksel olarak sıkıntılı süreçler geçirirken, günlük yaşantıları da sekteye uğramaktaydı. Teknolojik gelişmelerle birlikte yaygınlaşan meme koruyucu cerrahi yöntemi ile geride kanserli doku kalmayacak şekilde sadece tümörün bulunduğu kısım çıkartılmakta ve hastaların daha konforlu bir şekilde iyileşmeleri sağlanmaktadır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki meme koruyucu cerrahi uygulanan hastalara radyoterapi de uygulanmaktadır.
Tümörün boyutu ve yerleşimi cerrahi kararını belirliyor
Cerrahi uygulanabilen meme kanserlerinin yüzde 50 -75’inin meme koruyucu cerrahi yöntemi ile tedavi edilebileceği düşünülmektedir. Tümörü 4 cm altında olan, yerleşim yeri, boyutu ve çevre uzanımı uygun olan, meme hacmi yeterli olan hastalarda meme koruyucu cerrahi uygulanabilmektedir.
Meme koruyucu cerrahi deneyim gerektiriyor
Meme koruyucu cerrahi operasyonu sırasında memedeki tümör cerrahi sınırlar negatif olacak şekilde sağlıklı doku ile birlikte çıkarılır. Çıkarılan dokunun cerrahi sınırları işaretlenerek ameliyat sırasında frozen patoloji ile incelenmesi sağlanır. Patoloji sonucunda cerrahi sınır güvenliği ve tümörün tam olarak çıkarıldığından emin olunur. Ameliyattan çıktıktan 5-6 saat sonra hastalar oral alımına ve yürümeye başlar ve genellikle hastanede bir günlük yatış sonrası taburcu edilir. Hastalar çok kısa sürede günlük yaşamına geri dönebilir.
Meme korucuyu cerrahinin sağladığı avantajlar
Meme koruyucu cerrahinin hastaya farklı açılardan birçok avantajı bulunmaktadır. Bu avantajlar şöyle sıralanabilir:
- Meme koruyucu cerrahi ile vücut bütünlüğü korunur ve hastalar için en uygun kozmetik sonuçlar ortaya çıkar.
- Meme koruyucu cerrahi yapılan hastalar ile mastektomi yapılan hastalar arasında sağ kalım, uzak organ tutulumu olmaksızın sağ kalım ve genel sağ kalım açısından belirgin bir fark bulunmaz.
- Meme koruyucu cerrahi sonrasında hastalar psikolojik olarak kendini daha iyi ve eksiksiz hisseder.
- Hastanede kalma ve iyileşme süreci daha kısadır.
- Hastalar sosyal ve iş yaşamlarına daha hızlı döner.
- Meme yokluğu söz konusu olmadığı için hastaların özgüveni daha yüksek olur.
- Hastaların giyim tarz ve şekillerinde sıkıntı yaşanmaz.
- Ameliyat sonrasında hastalara protez takılması gerekmez.
- Hastaların partnerleri ile olan cinsel hayatları olumlu etkilenir.
Meme koruyucu cerrahi erkek hastalarda uygulanmıyor
Meme koruyucu cerrahinin uygulanabildiği durumlar olduğu gibi, uygulanamadığı vakalar da olabilir. Memede birden çok alanda tümör bulunması, memede kötü huylu tümör görünümlü yaygın kireçlenme olması, daha önceden göğüs duvarı veya memeye radyasyon alınması, radyoterapi alınamaması, erkek cinsiyette olunması, meme koruyucu cerrahi sonrası tekrarlayan meme kanserleri varlığı, tüm çabalara rağmen pozitif cerrahi sınırın bulunması, gebelik esnasında radyoterapi almak zorunda kalınması ve inflamatuar meme kanseri durumlarında koruyucu meme cerrahisi yapılamamaktadır. Meme koruyucu cerrahide hedef, kanser cerrahisi prensiplerinden ödün verilmeden hastanın organ kaybı olmaksızın kabul edilebilir kozmetik sonuçlarla tedavi edilmesidir.