Bu hastalığı bel fıtığı ile karıştırmayın
Yürürken bacaklarda meydana gelen ağrı, uyuşma, öne eğilerek yürüme ve idrar kaçırma, dar kanal hastalığının belirtisi olabilir
Kişinin yaş almasıyla birlikte omur kanalının etrafındaki bağ dokuların kanalı sıkıştırması ve sinirlere baskı yapması nedeniyle, kişinin bel altından gerçekleştirdiği tüm hayati fonksiyonlarını yaparken ağrı duymasına neden olan Lomber dar kanal hastalığı, sıklıkla bel fıtığı ile karıştırılıyor. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şenoğlu, hastalığın ilk evresinde ilaç ve fiziksel tedavi uygulandığını, ileri seviyedeyse vida ve platinle omurganın sabitleştirildiğini belirterek, “Son zamanlarda kullanılan yöntem ise minimal invazivle gerçekleştirilen omurga kanalındaki darlıkları gideren, güvenilir ve hastanın 2-3 gün içerisinde normal yaşamına dönmesini sağlayan yöntemdir” dedi.
Halk arasında omurga kanal darlığı olarak bilinen Spinal Stenoz olarak bilinen hastalık, özellikle 60 yaş üstündeki kişilerde sıklıkla görülüyor. Bacaklarda hareket sonrasında neden olduğu ağrı; his kaybı, idrar kaçırma gibi belirtilerin dar kanal hastalığının göstergesi olabileceği ifade edildi.
Bel fıtığı ile karıştırılmasın
Hastalığın omur kanalının etrafındaki bağ dokularının kanalı sıkıştırması, eklemlerin yükü kaldırabilmek için büyümesi ve içerisinden sinirlerin geçtiği kanalın çapının daralması olarak tanımlanabilecek hastalık, belirtileri ile bel fıtığı ile karıştırılabiliyor.
Medicana International İzmir Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şenoğlu, genellikle hastalarda yürüme ile ortaya çıkan sıkıntılar olduğunu belirterek, “Hasta 200-300 metre yürüdüğünde oturup dinlenme ihtiyacı duyar. Hasta, yürüme sonrası dinlenme ihtiyacı duyar. Karıncalanma hisseder. Bel fıtığında yürümeye bağlı olarak değil, dinlenme pozisyonundayken de hastanın bacaklarında ağrı olur” diye konuştu.
Hastalığın başlarda omur kanalının arkasındaki kemik kapağının tamamen kaldırılması şeklinde tedavi edildiğini; ancak o kemiğin tamamen kaldırılmasının hastanın belinde kaymaya neden olması nedeniyle tedavinin vida ve platinle yapılmaya başlandığını söyleyen Prof. Dr. Şenoğlu, “Omur kemiğinin içerisine yerleştirilen vida ve platinlerle omurgan sabitleştirilebiliyor ancak bu ameliyatta ciddi riskler var. Hastaya ameliyat sırasında büyük kesiler atlıyor. Vücuda yabancı bir cisim yerleştiriliyor bu da enfeksiyon riskini doğuruyor. Hastanın hastanede yatış süresi uzuyor. Ameliyat sonrası ağrılar çok fazla olabiliyor. Operasyon sırasında omurilik kanalı açılırken omurilik zarlarında açılmalar olabiliyor. Platinlerde gevşemeler ve yerinden çıkmalar söz konusu olabiliyor” dedi.
Minimal invaziv yöntemi
Günümüzde mikro cerrahi yöntemler kullanılarak, kanal içerisinde darlığa neden olan bağ dokularını kemik büyümelerini temizlemenin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Şenoğlu, “Hastanın kemik yapılarında ciddi bir boşalma yapmadığımız için dışarıdaki sağlam bağ dokularına hasar verilmediği için ve vücuda yabancı bir materyal takılmaması nedeniyle hasta enfeksiyon riskinden korunuyor. Hastanede yatış süresi çok kısalıyor. Hastanın ameliyat sonrası ağır ilaç kullanma ihtiyacı en aza iniyor” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA