Son Dakika

MIŞ GİBİ YAŞAMAK…

MIŞ GİBİ YAŞAMAK…

Hayatımızı yaşamaya çalışırken, hayatın içinden bir yerlerde de yer edinmeye çalışıyoruz. Bunu o kadar hun harsız yapıyoruz ki kendimizi kaybediyoruz. Bir rüzgâr eşliğinde savrularak yaşıyoruz. Herkesin istediği ve olması gereken, uygun görülen, olmadığımız biri gibi…

Biz göründüğümüz gibi değiliz. Görüntümüz, üzerimde taşıdığımız, konuştuğumuz, yediğimiz, gezdiğimiz başkalarının bizi merakından öte bir şey değil. Hayatımızı başkalarının görmek istediği gibi yaşıyoruz. Bunun için ne gerekiyorsa onu yerine getiriyoruz.

Tabi ki mutlu insan olarak yaşıyoruz. Mutluluk en güzel oynadığımız oyun. Mutlu olmak, mutlu yaşamak ve ne olduğunu bilmeden oyunu sahnelemektir. Tıpkı skecini çalışmamış bir oyuncunun arkadan sufle alması gibi.. Zannediyoruz ki etrafımızdaki insanlar sufle aldığımızı fark etmiyor. O kadar oyunun içinde kayboluyoruz ki bir süre sonra gerçekten gerçek ten öyle olduğumuzu zannediyoruz. Ta ki perde kapana kadar. Perde kapanınca kendimiz ile kalınca fark ediyoruz ki sadece figüranmışız. Ama biz o “MIŞ” için çok çaba harcadık. Herkes bizi mutlu görecekti. Neden yalnız kalınca külkedisi ile balkabağına dönüştük.

İnsanların hikâyeleri her zaman sözlerde bitmez, hikâyeler hep önceden biter. Biz ya hikâyedeki rolümüzü seviyoruzdur, ya da hikâyedeki diğer kahramanın da sizin gibi oynamasını bekliyorsunuzdur. Hayatın ironisi burada başlar sahnelenmiş ve bitmiş bir tiyatro oyununa gider miydiniz? Hem de hiçbir şey seyredemeyeceğinizi bilerek?

Mantıklı cevap gitmeyizdir çünkü seyredecek bir oyun yoktur. Peki, oyun yoksa biz niye oynamaya devam ediyoruz? Çünkü oyunumuzu kabullenmemek üzerine ve yaşamamak üzerine kurulu yani zaten sahte bir oyun kurguluyoruz sonrada gerçeğe dönüşmesini bekliyoruz. Simyacılar gibi hayatları boyunca altın harici diğer materyallerden altın yapmaya çalışmışlardır. İnsan ilişkilerinde de bunu yapmak konusunda ısrarcıyız. Çünkü gerçeği bir o kadar ağır yaşanılmaz ve değiştirilmez görüyoruz ki, kaçmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Kaçmanın en güzel yolu oynamak, mış gibi yaşamak fark etmiyor, oynayabilmek yeterli, kaybettiğimiz hayatın, aradığımız gerçek sevgi ve isteklerimiz yani hayatımız gibi.

Sizi yok eden kendimizle yaşayan, gerçek olan bizi yok saymanızdır.  Kendi gerçeğinizle yaşamanız kendinize yapacağınız en büyük iyiliktir. Hayat basit ve seçimlerden ibarettir, yani seçim sizin –mış gibi yaşamak mı yoksa yaşamak mı?

Psikolog Hatice Ertuğrul

24+4 Psikolojik Danışmanlığın Kurucusu

 

Bir yanıt yazın