“Menopoz kadın sağlığı için son değil, yeni bir dönem”
Menopoz dönemi hakkında açıklamalarda bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Banu Öndeş, “Bu dönemin fiziksel, psikolojik ve hatta sosyal olarak tüm yönleriyle ele alınması gerekiyor. Menopozun kadın cinsel sağlığı için bir son değil, yalnızca yeni bir dönem oluyor” dedi.
Medicana Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Banu Öndeş menopoz dönemi hakkında açıklamalarda bulundu. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre menopoz, yumurtalık faaliyetlerinin sonlanması ile aylık menstrüasyon döngüsünün kalıcı olarak sona ermesidir. Menopozu ‘üreme yeteneğini kaybetmek’ şeklinde değerlendirmek yerine kadın bedeninin üreme işlevine son vermesi ve üreme sistemini bu doğrultuda yeniden şekillendirmesi olarak yorumlamanın daha doğru olacağını belirten Dr. Öndeş, “Menopoz kadın cinsel sağlığı için bir son değil, yalnızca yeni ve farklı bir dönemdir. Kadın cinsel sağlığının bu yeni dönemi üç farklı aşamada gerçekleşir. Bunlar; ilk belirti ve bulguların fark edildiği premenopoz dönemi, son menstrüasyon kanaması itibariyle başlayan menopoz dönemi ve menopozdan bir yıl sonra başlayarak yaşlılık dönemine kadar devam eden postmenopoz dönemi şeklinde sıralanır” dedi.
“Menopozun erken dönemi sıklıkla 45-47 yaş arasında gerçekleşir”
Premenopozda görülen belirtilere değinen Dr. Öğr. Üyesi Banu Öndeş, “Premenopoz olarak adlandırılan menopozun erken dönemi sıklıkla 45-47 yaş arasında gerçekleşir ancak bazı 50 yaşa kadar da gecikebilir. Menopoz öncesi en sık görülen ve menopoz başlangıcını işaret eden ilk belirti adet kanamalarındaki düzensizliktir. Bu dönemde kanamalar aynı ay içerisinde birden fazla kez görülebildiği gibi, bir aydan fazla süre boyunca hiç kanama gerçekleşmemesi de mümkündür. Premenopoz dönemde görülen bir diğer belirti ateş basması şeklinde ifade edilen ani vücut sıcaklığı değişikliğidir. Yüz kızarması ve gece terlemesi de bu duruma eşlik edebilir. Bu dönemde ciddi değişim yaşayan organlardan bir diğeri ise vücudun en büyük organı olan cilttir. Cildin epidermis olarak adlandırılan en üst tabakası premenopoz dönemiyle birlikte incelmeye başlar ve deride gevşeme, kılcal damarlarda belirginleşme, cilt yaralarının iyileşmesinde gecikme ve ciltte hassasiyet gibi problemler görülebilir. Üreme sisteminin dönüşümünün başlangıcı ile vücutta hormonal değişiklikler de meydana gelir. Bu dönemde hormon düzeylerinde meydana gelen ani değişikliklerin uyku düzensizliği, sinirlilik hali, depresif duygu durumu, hafızada zayıflama ve dikkat dağınıklığı, duygu durum dalgalanmaları gibi psikosomatik rahatsızlıklara yol açabilir. Bu durumların ciddi sonuçlar doğurabilir. Bunun önüne geçmek için premenopoz dönemindeki kadınların süreç hakkında doğru bilgilendirilmesini önerdi ve gerekirse profesyonel desteğe başvurmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Uzman hekimler tarafından bütüncül olarak ele alınması gerekiyor”
Menopoz döneminde meydana gelen sorunları sıklıkla premenopozoal dönemde yaşanan belirtilerin devam etmesi şeklinde açıklayan Dr. Öndeş,“Kadınların yaklaşık yüzde 75’inde sıcak basması ve gece terlemesi şikayetleri menopoz döneminde de devam eder ve bu durum sıklıkta uykusuzluk problemine yol açar. Menopoz dönemindeki kadınların yüzde 53’ünde uykusuzluk görülür. Hem üreme hem genital sistemlerde meydana gelen bu köklü değişiklik döneminde sık idrara çıkma ihtiyacı, idrar yaparken yanma ya da rahatsızlık hissi, stres inkontinansı olarak tanımlanan öksürme, hapşırma gibi durumlarda idrar kaçırma, vajinal kuruluk ve ilişki sırasında ağrı gibi ürogenital problemler gelişebilir. Tüm bu problemlerin, alanında uzman hekimler tarafından bütüncül olarak ele alınması gerekiyor. Özellikle idrar kaçırma ve vajinal kuruluk gibi problemler kişinin beden algısını ve özgüven düzeyini etkileme riski açısından ciddi problemlerdir” ifadelerini kullandı.
“Menopozla birlikte vücutta meydana gelen değişiklikler hormon, mineral gibi bazı maddelerin kaybına yol açabileceğini belirten Dr. Öndeş, ”Bu noktada, sağlıklı bir menopoz süreci için, kaybedilen hormon ve minerallerin dışarıdan takviye ile yerine konması şeklinde gerçekleştirilen replasman tedavileri tercih edilebilir. Bu tedavi yöntemi ile zayıflayan kemik dokusu güçlendirilebilir, sıcak basması ve gece terlemesi gibi hayat kalitesini etkileyen rahatsızlıklar giderilebilir ve özellikle menopoz döneminde artık gösteren kalp-damar hastalığı gibi ciddi kronik rahatsızlıkların meydana gelme riski azaltılır” dedi.
Son olarak nenopozu hem fiziksel hem de zihinsel bir süreç olarak ele almanın tedavi seçeneklerini doğru belirlemek adına büyük önem taşıdığını ifade eden Dr. Öndeş, “Sağlıklı menopoz sürecini oluşturmak için bütüncül bir tedavi planı yapmanın ve hastanın destek ihtiyacı duyduğu konuları eksiksiz şekilde ele almanın gerekiyor. Alanında uzman hekimlerce yapılacak olan genişletilmiş bir tedavi planı ile menopozun fiziksel ve psikolojik sonuçları iyileştirilirken, osteoporoz ve yüksek kolesterol gibi ortaya çıkan yeni hastalık riskleri de kontrol altına alınır. Bu sayede menopozla yeni bir başlangıç yapmak ve bu süreci ‘Gençliğin Bir Başka Dönemi’ olarak yaşamak mümkündür” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA