Son Dakika

Covid-19 Sürecinde Çocukların Okula Adaptasyonu

Covid-19 sürecinde çocukların okula adaptasyonu

Son zamanda dünya olarak baş etmeye çalıştığımız covid 19 sürecinde ailelere yani ebeveynlere çok iş düşüyor. Ülke ve dünya olarak hepimizin travmatize olduğu bu süreçte biz anne –baba olarak dengemizi sağlayabilirsek eğer çocuklarımıza o kadar yardımcı olabiliriz. Sürecin bize yaşattığı negatif duygularla baş etmeyi öğrendiğimiz kadarını çocuklarımıza aktarabiliriz.

Biz yetişkinler kadar çocuklarımız da etkilendi. Çocuklarımızın yaşadığı durumu somutlaştırması gerekmektir. Bunu yaparken ebeveynlerin onlara bu konuda yönlendirici olmaları gerekmektedir.  Çocuklar olaya kendi değerlendirme üzerinden değil ebeveynleri üzerinden tepki geliştirirler. Duygu yansımaların üzerinden duygu ve düşüncelerini geliştirirler. Burada kritik olan eğer ebeveyn çok panik ve ne yapacağını bilmezse eğer çocuk kendini güvende hissetmez. Korku ve endişe yaşar. Ebeveyn gerçek tehdit algısında kalırsa ve buna göre tedbirlerini alıp hayatına devam ederse çocukların olayı normalize etmesi çok daha kolay gerçekleşir ve duygularını dışa vurarak onunla nasıl baş edeceğini öğrenmiş olurlar. Böylelikle kendilerini güvende ve korunaklı hissederler.

Bu süreç çocuklara ne verdi; korkuyu, endişeyi, ölümü ve mecburiyetten evde kalmayı verdi. En büyük miraslarından biri de emniyet güçlerine karşı oluşan korku oldu. Bunun nedeni çocuklara ebeveynleri bunu bu şekilde aktardı. “Polis amca kızar, dışarı çıkamayız” gibi cümleler çocuklarımızı emniyet güçlerinden korkma korkusuna itti.

Okul ayağını incelersek; okuldan uzak kalan çocuklar, alışmadıkları bir eğitim sürecine başladılar. Ne veliler bu uzaktan eğitimin nasıl yapılacağını biliyordu ne de çocuklar. Örgün eğitimde içten dışa var olan bir eğitim vardı bu eğitim tersine dönerek dıştan içe olmaya başladı. Yani çocuk öncesinde çalışacaktı derste işlenen konuya sonra derste anlatılacak ve alıştırma çözülecekti. Ve çocuklar ve ebeveynler için olay tersine dönmüştü. Ve ebeveynlerde bu maalesef rol karmaşasına neden oldu. Anne- baba gibi mi davranmalı yoksa öğretmen gibi mi bilemediler. Evet uzaktan sistem ebeveynlerin yükünü arttırdı gibi görünse de olması gerekeni yaptırdı ebeveynlere. Çocuklarının ne durumda olduğunu nasıl çalıştığını ve kendisinin sorumluluk almamasını çocuğunun alması gerektiğini öğrendi. Uzaktan eğitimin velinin çabası değil çocuğunun çabasının çok önemli olduğunun farkına vardılar. Aslında herkes bu konuda törpülendi.

Burada bireysel farklılıklar işin içine girmeye başladı, eğer çocuk stres karşısında baş etmeyi öğrenmişse bu süreçten en az hasarla atlattı eğer öğrenememişse, bunu dışarıya davranış değişikliği olarak vurdu. Mesela ağlama nöbetleri, gerginlik, olaylara aşırı tepki gösterme, elindekini atma kırma kendine ve çevreye zarar verme, regresif davranışlar sergileme( Büyüme Aşamasında Bırakılmış Davranışlar) (parmak emme, idrar kaçırma vb), yeme ve uyku alışkanlıklarında değişim, dikkat ve motivasyon sorunları gibi korku ve anksiyete karşısında gösterilen davranış bozukluklarını göstermeye başlayabilir.

Bunlarla baş etmek için, çocuklarımızla realiteyi konuşmamız gerekir. Virüsün ne olduğunu ondan korunmak için neler yapabileceklerimizi paylaşmak gerekmektedir. Biz çocuklarımıza bunları anlatırken onlara da soralım onlar için ne anlama geliyor ve ne ifade ediyor. Çünkü bunun üzerinden aktarımı yapmak daha sağlıklı olur. Onun endişeleri ve kaygıları üzerinde konuşup onu dinlemiş oluruz. Kafalarında oluşan soruları net ve yalın olarak yanıtlamalıyız. Bilmediğimiz sorulara yanıt vermemeliyiz. Birlikte araştırabilirsiniz. Ve gerçeklikte kalmak her zaman sağlıklı olacaktır.

 

Yetişkinlere de çocuklara da diğer bir önerimiz güvenirliliği olmayan haberleri takip etmemek ve özellikle çocukları uzak tutmak. Çünkü muhakeme yetenekleri çok gelişmediği için daha kolay endişe duymalarını sağlar. Yaşadıkları korku duygusunun normal olduğunu anlatın ve bununla nasıl baş edebileceği ile ilgili ona yardımcı olun. “Bu konu da sana Nasıl Yardımcı Olabilirim? Senin İçin Yapabileceğim Bir Şey Var Mı?” sorularını onlara yöneltelim.

Başlayacak okul süreci ile ilgili; ebeveynlerimizde çocuklarımızda tanımadıkları bir sürece giriyorlar. Burada bir negatif etkenimizde belirsizlik. Evet ilk önce bunu kabullenmemiz gerekiyor. Çünkü biz süreci değil süreç bizi yönlendirecek. Bu yüzden bu durumla baş etmemizin en kolay yöntemi kabullenmek. Kabullenip ebeveynlerinde çocuklarında bireysel tedbirlerini almasını sağlamaktır. Çocuklarımızı okula gönderirken korku ve kaygı pompalamayalım. Kendini korumak için yapması gerekenleri aktaralım ve çocukları pozitif tarafta tutalım. Bunun psikolojisini yönetebilmemiz için kabullenmemiz ve gerçeklikte kalmamız gerekmektedir.

Burada dengemizi sağlamalıyız. Çocuklarımızı da böylelikle dengeye sokabiliriz. Bizler ne kadar sağlıklı olursak çocuklarımızda o kadar sağlıklı olur.

Psikolog Hatice Ertuğrul

Mail :  ertugrulhatice01@gmail.com

İnstagram : psk_hatice_ertugrul

Bir yanıt yazın